Türklerin İslamiyet’i kabulü ile birlikte yönetim alanındaki değişiklikler şöyle olmuştur:
-
Türkler, İslamiyet öncesinde töre adını verdikleri geleneksel hukuk sistemini uygularken, İslamiyet sonrasında Şeriat adı verilen İslam hukukunu benimsemişlerdir. Şeriat, Kur’an ve hadislerden oluşan bir hukuk kaynağıdır. Türkler, Şeriat’ı kendi örf ve adetleriyle birleştirerek uygulamışlardır.
-
Türkler, İslamiyet öncesinde ikili devlet teşkilatıyla yönetilirken, İslamiyet sonrasında halifelik makamına bağlı bir yönetim şekline geçmişlerdir. Halife, İslam dünyasının siyasi ve dini lideridir. Türkler, halifeye bağlılıklarını göstermek için onun adına hutbe okutmuş, paraların üzerine onun ismini yazmış ve onun tarafından atanan valileri kabul etmişlerdir.
-
Türkler, İslamiyet öncesinde kendi isim ve unvanlarını kullanırken, İslamiyet sonrasında Arapça isim ve unvanlar almaya başlamışlardır. Örneğin, Bumin Kağan’ın oğlu Muhan Kağan, Müslüman olduktan sonra Tabgaç Buğra Han adını almıştır. Ayrıca, Türk hükümdarları kendilerine Melik (Kral), Sultan (Hükümdar), Emir (Komutan) gibi unvanlar vermişlerdir.
-
Türkler, İslamiyet öncesinde kendi din ve kültürlerini yaymak için savaşırken, İslamiyet sonrasında cihat adı verilen kutsal savaş anlayışını benimsemişlerdir. Cihat, Allah yolunda savaşmak ve İslam’ı yaymak için yapılan mücadeledir. Türkler, cihat yaparak Anadolu, Balkanlar, Kafkaslar, Orta Asya ve Hindistan gibi bölgelerde İslam’ın hakimiyetini sağlamışlardır.