onlineodev.com`u daha etkin ve verimli kullabilmeniz için, yandex.com.tr, bing.com, yahoo.com gibi arama motorlarını kullanmanızı tavsiye etmektedir.

1 cevap

0 beğenilme 0 beğenilmeme

tarafından seçilmiş
 
En İyi Cevap

1. Hinduizm’in doğuşunu ve gelişimini ana hatlarıyla açıklayınız.

Cevap:

Hinduizm, Hint yarımadasında yaşayan halkların inançlarının ortak adıdır. Hinduizm’in bilinen tarihi yaklaşık olarak 35 asırdan daha uzun bir zaman dilimini kapsar. Hinduizm’in bugün önemli bir kısmı Pakistan topraklarında kalan İndus Vadisi civarında doğduğu kabul edilir. MÖ II. Binyılın ortalarında Doğu Avrupa steplerinden gelen Ârîler önce kuzey-batı Hindistan’ı daha sonra bütün Kuzey Hindistan’ı istila ederler. Bu dönemde iki farklı kültür birbiriyle karşılaşır ve kaynaşır. Hinduizm Ârî dini inanç ve gelenekleriyle yerli Dravidyen dünya görüşlerinin bu dönemdeki karışımı sonucunda ortaya çıkan yeni dini sistemin adı olarak kabul edilir.

Hinduizm, bir ilk lideri, temel tebliği bildiren bir ilk kurucusu olmadığı için bir anlamda kurucularının kalabalık olduğu söylenebilir. Hinduizm’de önemli bir yer teşkil eden Bhakti Mārga’nın doğuş ve gelişim süreçleri, Rāmānuca, Madhva, Vallabha ve Çaitanya gibi farklı öğreti ve yorumlara sahip kişiler tarafından etkilenmiştir. Hinduizm, karma-tenasüh, dharma, mokşa, brahman, atman, avatara, yoga, vedanta, puruşartha gibi kavramlarla zengin bir felsefi ve mistik geleneğe sahiptir. Hinduizm, aynı zamanda Budizm, Caynizm ve Sihizm gibi dinlerin de doğmasına ve yayılmasına zemin hazırlamıştır.

2. Budizm’deki karma inancını açıklayarak Hinduizm’dekinden farkını yazınız.

Cevap:

Budizm ve Hinduizm, karma kavramına farklı yaklaşımlar sergiler.

Budizm’deki Karma İnancı: Budizm’de karma, genellikle kişinin iradesiyle yaptığı işleri ve sonuçlarını kapsar. Budist görüşe göre hırs, kin ve hilenin aldattığı kimsenin karması kötü, bunun aksi de iyidir. Budizm’de karma, bizleri takıntılı şekilde eylemlerde bulunmaya, konuşmaya ve düşünmeye iten zihinsel dürtülere işaret eder. Bu dürtülere kapılarak eylemde bulunduğumuzda eski alışkanlıklarımızı pekiştiririz. Ancak bu karmik sonuçlar önceden belirlenmiş ve sabit değillerdir: deneyimlerimizi etkileyip değiştirebiliriz.

Hinduizm’deki Karma İnancı: Hinduizm’de ise, karma inancı reenkarnasyonla yakından ilişkilidir. Bu inanç sistemine göre, insan, yaşamında iyiliği seçerse, bir sonraki hayatında çok daha güçlü ve soylu bir insan olarak doğar.

Farklar: Budizm’deki karma anlayışı, kişinin eylemlerinin sonuçlarını ve bu sonuçların kişinin gelecekteki deneyimlerini nasıl etkilediğini vurgular. Öte yandan, Hinduizm’deki karma anlayışı, kişinin eylemlerinin bir sonraki yaşamındaki durumunu belirlediğini öne sürer. Bu, Hinduizm’deki reenkarnasyon inancıyla yakından bağlantılıdır.

3. Konfüçyüs kimdir? Bilgi veriniz.

Cevap:
Konfüçyüs, M.Ö. 551-479 yılları arasında yaşamış Çinli bir filozof, eğitimci ve yazardır. Konfüçyüsçülük adı verilen felsefi ve ahlaki öğretinin kurucusudur. Konfüçyüs, Çin uygarlığının ve kültürünün en önemli temsilcilerinden biri olarak kabul edilir. Konfüçyüs’ün öğretisi, kişisel ve devlet ahlakı, sosyal ilişkilerin doğruluğu, adalet ve samimiyet üzerine odaklanmıştır. Konfüçyüs, öğrencileri tarafından derlenen Lun Yu adlı kitapta konuşmaları ve görüşleri kaydedilmiştir. Konfüçyüs, kendisinden önceki Çin klâsik metinlerinin içerdiği dao evren anlayışını toplum ve devlet için uyarlamıştır. Konfüçyüs, erdemli insan ve uyum içinde yaşayan toplum ideali için çalışmıştır.

4. Konfüçyanizm’in doğuşu ve gelişimi hakkında özet bilgi veriniz.

Cevap:

Konfüçyanizm, Çinli filozof Konfüçyüs’ün fikirlerini temel alan bir dindir. Konfüçyüs, MÖ 551’de, Çin’in Tsou şehrinde dünyaya gelmiştir. Ona verilen Konfüçyüs ismi, Kung Fu-Tzu’nun (Üstad veya Filozof Kung) Latincesidir.

Konfüçyüs, geçmişteki yaşantılar ve dini törenleri bir araya getirerek ahlak ve geleneklerin yaşatılması için bütün Çin yazıtlarını incelemiştir. Konfüçyüs böylece geçmişine ve tarihine bağlı bir Çin kültürü oluşturmayı hedeflemiştir.

Konfüçyanizm, Çin’de, âlimlerin, ediplerin, bürokratların, prenslerin ve imparatorluk ailesinin dini kabul edilmiştir. Bu din, Vu-ti (MÖ 140-87) döneminden 1912 yılına kadar “devlet dini” olarak tanınmıştır.

Konfüçyüs, eski bilgelerin erdemlerini yeni nesillere aktarmak suretiyle geçmişin seçkin idarecilerinin, Çin’e barış ve huzuru nasıl getirdiğini göstermeyi amaçlamıştır. Bunun gerçekleşmesinin ise, ancak erdemli ve ahlaki örneklikle yönetilen iyi bir devlet ve hiyerarşik bir toplum anlayışı ile mümkün olduğunu savunmaktaydı.

Konfüçyüs’ün etkisi, öğrencisi Tseng-Tzu, torunu Tzu-Ssu, en büyük takipçisi Mensiyüs’ün öğretileri sayesinde, ölümünden kısa bir süre sonra artmaya başlamıştır. Konfüçyüs’ün, ahlaki ve politik etkileri, Han Hanedanlığı Dönemi’nde (MÖ 206-MS 225) giderek artmaya başlamıştır.

1. Aşağıdakilerden hangisi Budizm’in tarihsel süreci ile ilgili değildir?
A) Brahmanizm (Vedizm) Dönemi’nde ortaya çıktı.
B) Kurucusu Buda saraydan ayrılarak züht hayatına başladı.
C) Dördüncü konsilde Kuşan İmparatoru bu dini himayesine aldı.
D) Çin’e, Japonya’ya yayıldı.
E) Bugünkü yapısına dokuzuncu, onuncu yüzyılda kavuştu.
Cevap: A

2. “On beş yaşımda iken kendimi öğrenmeye verdim. Otuz yaşımda irademe sahip olabildim. Kırk yaşımda şüphelerden uzaklaştım. Elli yaşımda Gök’ün emrini öğrendim. Altmış yaşımda seziş yoluyla her şeyi kavradım. Yetmiş yaşımda doğru olan şeylere zarar vermeden kalbimin isteklerini yerine getirebildim.”
Yukarıdaki paragrafta yer alan söz aşağıdakilerden hangisine aittir?
A) Buda B) Konfüçyüs C) Brahman D) Vedalar E) Hindu Svvastika
Cevap: B

Soru da bilgiden doğar, cevap da 

Hz. Mevlana

...