onlineodev.com`u daha etkin ve verimli kullabilmeniz için, yandex.com.tr, bing.com, yahoo.com gibi arama motorlarını kullanmanızı tavsiye etmektedir.
53 kez görüntülendi
Biyoloji kategorisinde

1 cevap

0 beğenilme 0 beğenilmeme

tarafından seçilmiş
 
En İyi Cevap

15. Aşağıda verilen fonksiyonlara bakarak bu fonksiyonların hücre tiplerini belirleyiniz.

Cevap:

1. Parenkima Fotosentez, depolama, iletim ve salgılama

2. Kollenkima Yapraklar, çiçekler ve büyüyen bitki parçalarının desteklenmesi

3. Sklerenkima Ölü olan hücrelerin ligninleşmiş duvarlarıyla bitkiye destek sağlama

4. Trake, trakeit Cansız hücreleriyle ince bir su taşıma kanalı oluşturma

5. Kalburlu borular Şeker ve diğer organik hücre ürünlerinin taşınması için delikli tüpler oluşturma

16. Dormansi ve çimlenme arasında nasıl bir ilişki vardır?

Cevap:

Dormansi ve çimlenme arasında ters orantılı bir ilişki vardır. Dormansi, tohumun veya bitkinin diğer organlarının uygun olmayan çevre koşullarında gelişmesini durdurması veya yavaşlatması durumudur. Çimlenme ise, tohumun veya bitkinin diğer organlarının uygun çevre koşullarında gelişmeye başlaması durumudur. Dormansi, bitkinin olumsuz çevre koşullarına karşı geliştirdiği bir adaptasyondur. Dormansi süresi bitki türüne ve çevresel faktörlere göre değişir. Dormansi kırıldığında, bitki çimlenmeye başlar.

Dormansi ve çimlenme arasındaki ilişkiyi anlamak için, dormansiyi etkileyen faktörleri bilmek gerekir. Dormansiyi etkileyen faktörler şunlardır:

  • Tohum gömleği: Bazı tohumlarda sert ve mumsu bir tohum gömleği bulunur. Bu tohum gömleği, suyun ve oksijenin tohuma girmesini engeller. Böylece, tohum dormansi halinde kalır. Tohum gömleğinin mekanik olarak kırılması veya kimyasal olarak parçalanması ile dormansi kırılır.
  • Hormonlar: Bazı tohumlarda absisik asit gibi hormonlar bulunur. Bu hormonlar, tohumun metabolik faaliyetlerini yavaşlatarak dormansiyi oluşturur. Hormon seviyesinin azalması veya giberellin gibi başka hormonların etkisi ile dormansi kırılır.
  • Sıcaklık: Bazı tohumlar belirli bir sıcaklık aralığında çimlenir. Minimum veya maksimum sıcaklığın altında veya üstünde çimlenme gerçekleşmez. Bu nedenle, sıcaklık değişimi dormansiyi kırabilir.
  • Işık: Bazı tohumlar ışığa duyarlıdır. Işığın varlığı veya yokluğu dormansiyi kırabilir. Örneğin, ışıkta çimlenen tohumlar karanlıkta dormansi halinde kalırken, karanlıkta çimlenen tohumlar ışıkta dormansi halinde kalır.

17. Gövdedeki yaş halkalarını inceleyerek geçmiş yıllardaki iklim özellikleri hakkında neler söylenebilir?

Cevap:

Gövdedeki yaş halkalarını inceleyerek geçmiş yıllardaki iklim özellikleri hakkında şunlar söylenebilir:

  • Yaş halkaları, ağacın gövdesindeki odun dokusunun yıllık büyümesiyle oluşur. Her bir yaş halkası, bir yılın ilkbahar ve yaz mevsimlerindeki büyümeyi gösterir.
  • Yaş halkası geniş ise, o yılki iklim koşulları bitki gelişimi için uygundur. Bu, yağışın, sıcaklığın ve güneş ışığının yeterli olduğunu gösterir.
  • Yaş halkası dar ise, o yılki iklim koşulları olumsuzdur. Bu, kuraklık, soğukluk veya hastalık gibi faktörlerin bitki gelişimini engellediğini gösterir.
  • Yaş halkaları arasındaki farklılıklar, iklim değişikliklerinin zaman içindeki etkilerini ortaya koyar. Yaş halkalarının kalınlığı, genişliği, yoğunluğu ve kimyasal bileşimi gibi özellikleri, iklim verilerini elde etmek için kullanılabilir. Bu bilim dalına dendrokronoloji denir.

18. Hangi çevresel koşullarda yaşayan çiçekli bitkiler, hayvanlar yardımıyla tozlaşma yapar?

Cevap:

Hayvanlar yardımıyla tozlaşma yapan çiçekli bitkiler, genellikle renkli, kokulu, nektarlı ve çekici çiçeklere sahiptir. Bu çiçekler, arılar, kelebekler, sinekler, kuşlar, yarasalar gibi hayvanları kendilerine çeker ve polenlerini onlara bulaştırır. Hayvanlar da çiçekten çiçeğe uçarken veya beslenirken polenleri diğer çiçeklere taşırlar. Böylece tozlaşma gerçekleşir.

Hayvanlar yardımıyla tozlaşma yapan bitkiler, genellikle ılıman ve tropikal iklim koşullarında yaşarlar. Bu bölgelerde hayvan tozlayıcıların sayısı ve çeşitliliği daha fazladır. Ayrıca bu bölgelerde rüzgarın etkisi daha azdır ve suyun bulunabilirliği daha yüksektir. Bu faktörler, hayvanlar yardımıyla tozlaşmanın avantajlı olmasını sağlar.

19. Mevsim koşullarının değişmesi havuz ve kaynak hücrelerini nasıl etkiler?

Cevap:

Havuz ve kaynak hücreleri, bitkilerde organik maddelerin taşınmasında rol oynayan hücrelerdir. Kaynak hücreler, fotosentez yaparak organik maddeleri üreten veya depolayan hücrelerdir. Havuz hücreler ise, organik maddeleri kullanan veya depolayan hücrelerdir. Kaynak ve havuz hücreleri arasında organik maddelerin taşınması floem dokusu ile gerçekleşir.

Mevsim koşullarının değişmesi, havuz ve kaynak hücrelerini etkileyebilir. Örneğin, mevsim geçişleri sırasında ışık süresi ve şiddeti değişir. Bu da fotosentez oranını ve dolayısıyla kaynak hücrelerde üretilen organik madde miktarını etkiler. Ayrıca mevsim geçişleri sırasında sıcaklık, nem, rüzgar gibi iklim faktörleri de değişir. Bu da bitkilerin su kaybını ve terleme oranını etkiler. Su kaybı ve terleme oranı, bitkilerde su ve mineral taşınmasını sağlayan ksilem dokusunun basıncını etkiler. Ksilem basıncı da floem dokusunun basıncını etkileyerek organik madde taşınmasını etkiler.

Bu şekilde, mevsim koşullarının değişmesi, havuz ve kaynak hücrelerinin faaliyetlerini dolaylı yoldan etkileyebilir. Bu da bitkilerin büyüme, gelişme ve adaptasyonunu etkileyebilir.

20. Basınç akış teorisine göre organik besinlerin taşınma mekanizmasını açıklayınız.

Cevap:

Basınç akış teorisi, bitkilerde organik besinlerin floem dokusu ile taşınma mekanizmasını açıklayan bir teoridir. Basınç akış teorisine göre, organik besinlerin taşınma mekanizması şu şekilde gerçekleşir:

  • Yapraklarda bulunan özümleme parankiması hücrelerine kaynak hücreler denir. Bu hücrelerde fotosentez sonucunda glikoz üretilir.
  • Kaynak hücrelerde üretilen glikoz, difüzyon ve aktif taşıma ile soymuk borularına geçer. Bunun sonucunda, soymuk borularının osmotik basıncı artar.
  • Soymuk boruları osmoz ile odun borularına su çekmeye başlar. Böylece hidrostatik basınç artar. Bu basınç sayesinde glikoz, gövde, meyve ve köklerdeki havuz hücrelerine taşınmaktadır.
  • Soymuk borularındaki su molekülleri osmoz yardımıyla odun borularına geri döner. Glikoz havuz hücrelerde, nişasta, maltoz veya sakkaroza dönüştürülür.

Basınç akış teorisi, organik besinlerin kaynak hücrelerden havuz hücrelere doğru bir basınç farkına bağlı olarak pasif olarak taşındığını varsayar. Bu teori, floem dokusunun yapısı ve işlevi ile ilgili birçok gözlemi açıklamakla birlikte, bazı eleştirilere de maruz kalmıştır. Örneğin, floem dokusunda gerçekleşen metabolik olaylar, elek elemanlarının canlılığı ve floem öz suyunun viskozitesi gibi faktörlerin basınç akış teorisinde yeterince dikkate alınmadığı ileri sürülmüştür.

21. Minimum kuralını açıklayınız.

Cevap:

Minimum kuralı, bitkilerin büyümesi ve gelişmesi için gerekli olan çeşitli faktörlerden, en az bulunan veya en olumsuz olanın belirleyici olduğunu ifade eden bir kuraldır. Minimum kuralı, 1840 yılında Justus von Liebig tarafından ortaya konmuştur.

Minimum kuralına göre, bitkilerin ihtiyaç duyduğu besin elementleri, ışık, su, sıcaklık, pH gibi faktörlerden herhangi biri toprakta veya ortamda yeterli miktarda bulunsa bile, bunlardan en az veya en olumsuz olanın miktarı veya derecesi bitkilerin büyüme ve gelişme hızını sınırlar. Örneğin, toprakta azot elementi eksikse, bitkilerin büyümesi ve gelişmesi azot elementine bağlı olarak değişir. Diğer besin elementlerinin toprakta bol miktarda bulunması bitkilerin büyüme ve gelişme hızını arttırmaz.

Minimum kuralı, ilk olarak bitkiler için ortaya konmuş olsa da, daha sonra tüm canlılar ve tüm ekolojik faktörler için de geçerli olduğu kabul edilmiştir. Buna göre, herhangi bir canlının gelişimi için diğer faktörler uygun olsa bile, sınırlayıcı olan en olumsuz faktördür. Örneğin, insanların sağlığı için beslenme, egzersiz, uyku gibi faktörler uygun olsa bile, stres gibi bir faktör sağlığı olumsuz etkileyebilir.

22. Floem ve ksilemde uzun mesafeli taşıma yapan boruların özelliklerini karşılaştırınız.

Cevap:

Floem ve ksilem boruları, bitkilerde organik ve inorganik maddelerin uzun mesafeli taşınmasını sağlayan damar dokusunun iki temel bileşenidir. Floem ve ksilem boruları arasındaki bazı özellikler şöyle karşılaştırılabilir:

  • Görevleri: Floem boruları, fotosentez sonucu oluşan organik molekülleri ve türevlerini kaynak hücrelerden havuz hücrelerine taşır. Ksilem boruları ise, topraktan alınan suyu ve suda erimiş mineralleri köklerden yapraklara taşır.
  • Yapıları: Floem boruları, üst üste dizilmiş canlı hücrelerden oluşur. Hücrelerin yan çeperleri kalınlaşmaz, uç uca dizilen hücrelerin aralarındaki çeperler tamamen erimez, kalburlu plaklar adı verilen gözenekli yapılar oluşturur. Floem borularının yanında arkadaş hücreleri bulunur. Ksilem boruları ise, üst üste dizilmiş ölü hücrelerden oluşur. Hücrelerin yan çeperlerine lignin (odun özü) girmiş ve çeperler kalınlaşmış, hücreler arasındaki enine zarlar tamamen erimiştir. Böylece, içi boş bir kanal oluşturur.
  • İletim yönleri: Floem borularında madde iletimi çift yönlüdür. Aminoasitler köklerden yukarı, glikoz ve diğer organik moleküller yapraklardan aşağı doğru taşınır. Ksilem borularında ise madde iletimi tek yönlüdür. Su ve suda erimiş mineraller köklerden yapraklara doğru taşınır.
  • İletim hızları: Floem borularında madde taşınımı yavaştır. Ksilem borularında ise madde taşınımı hızlıdır.

23. Bitkilerde çift döllenme olayını açıklayınız.

Cevap:

Bitkilerde çift döllenme, kapalı tohumlu bitkilerde görülen bir döllenme şeklidir. Çift döllenmede, polen tanesinin içindeki iki erkek gamet hücresi, embriyo kesesinin içindeki iki farklı hücreyle birleşir. Bu olaylar şöyle gerçekleşir:

  • Tozlaşma ile polen tanesi dişi organın tepeciğine ulaşır. Polen tanesi, tepeciğin nemini emer ve çimlenerek polen tüpünü meydana getirir.
  • Polen tüpü, dişicik borusunun içinde embriyo kesesine doğru uzar. Polen tüpünün ucunda bulunan generatif hücre, mitoz bölünme geçirerek haploit (n) iki sperm hücresi oluşturur.
  • Polen tüpünün ucu, tohum taslağının mikropil denilen açıklığına ulaştığında erir ve tüpteki iki sperm hücresi embriyo kesesine girer.
  • Spermlerden biri, embriyo kesesindeki yumurta hücresiyle birleşerek zigotu (2n) oluşturur. Bu olaya birincil döllenme denir. Zigot, mitoz bölünmelerle bitki embriyosunu (2n) meydana getirir.
  • Diğer sperm ise, embriyo kesesinin merkezinde yer alan iki polar çekirdek (n+n) ile birleşerek triploit (3n) endosperm çekirdeğini oluşturur. Bu olaya ikincil döllenme denir. Endosperm, tohumda embriyo için depolanmış besin kaynağıdır.

Çift döllenme sonucunda, tohum taslağı tohuma, yumurtalık ise meyveye dönüşür. Çift döllenme sayesinde, bitkilerde hem diploit hem de triploit dokular oluşur. Bu da bitkilerin genetik çeşitliliğini ve adaptasyon yeteneğini arttırır

Soru da bilgiden doğar, cevap da 

Hz. Mevlana

...