onlineodev.com`u daha etkin ve verimli kullabilmeniz için, yandex.com.tr, bing.com, yahoo.com gibi arama motorlarını kullanmanızı tavsiye etmektedir.
150 kez görüntülendi
Felsefe kategorisinde

1 cevap

0 beğenilme 0 beğenilmeme

tarafından seçilmiş
 
En İyi Cevap

Sayfa 114

Metni okuduktan sonra aşağıdaki soruları yanıtlayınız.

Kant ve Ödev Ahlakı

1. Kant’a göre bir eylemi ahlaki kılan nedir? Açıklayınız.

Cevap:

Kant’a göre bir eylemi ahlaki kılan, onun ödevden dolayı yapılmasıdır. Yani, eylemin ahlaki yasaya uygun olması ve ahlaki yasanın kendisi için bir neden olmasıdır. Kant, ahlaki yasayı, evrensel ve koşulsuz bir ilke olarak tanımlar. Bu ilke, iyi niyet tarafından yönlendirilir ve akıl tarafından belirlenir. Kant, ahlaki yasayı, özgürlük ve erdem ile ilişkilendirir. Kant, ahlaki yasayı, pratik aklın bir sonucu olarak görür ve teorik aklın sınırlarını kabul eder.

2. Kant’ın üç eylem türü nedir? Sizler de örnekler veriniz.

Cevap:

Kant’ın üç eylem türü şunlardır:

  1. Ödeve aykırı eylem: Bu eylem, ahlaki yasayı ihlal eder ve kötü niyet tarafından yönlendirilir. Bu eylem, çıkareğilim veya duygu gibi dışsal faktörlere dayanır. Bu eylem, ahlaksız ve kınanabilirdir. Örnek olarak, bir öğrencinin sınavda kopya çekmesi, bir arkadaşına yalan söylemesi veya bir hayvana işkence etmesi verilebilir.
  2. Ödeve uygun eylem: Bu eylem, ahlaki yasaya uyar, ancak ahlaki yasanın kendisi için bir neden değildir. Bu eylem, çıkareğilim veya duygu gibi dışsal faktörlere de dayanabilir. Bu eylem, ahlaki değil ama kınanamazdır. Örnek olarak, bir öğrencinin sınavda kopya çekmemesi, bir arkadaşına yalan söylememesi veya bir hayvana işkence etmemesi, ancak bunları yapmamasının nedeninin korku, utanç veya sevgi gibi duygular olması verilebilir.

Ödevden dolayı eylem: Bu eylem, ahlaki yasaya uyar ve ahlaki yasanın kendisi için bir neden olur. Bu eylem, iyi niyet tarafından yönlendirilir ve akıl tarafından belirlenir. Bu eylem, çıkareğilim veya duygu gibi dışsal faktörlere dayanmaz. Bu eylem, ahlaklı ve övülebilirdir. Örnek olarak, bir öğrencinin sınavda kopya çekmemesi, bir arkadaşına yalan söylememesi veya bir hayvana işkence etmemesi, ancak bunları yapmamasının nedeninin ahlaki yasanın bir gereği olması ve bunu özgürce seçmesi verilebilir.

Sayfa 115

1. Yunus Emre ahlakı hangi temele dayandırmıştır? Sözlü olarak belirtiniz. 

Cevap:

Yunus Emre ahlakı sevgiye dayandırmıştır. Ona göre, sevgi Yaradan’ı, insanlığı ve varlığı kapsar. Sevgi, herkese duyarlı olmayı, karşılık beklemeden ve içten sevmeyi, toplumda dayanışmayı ve gönül işini gerektirir.

2. Yunus Emre ve Hacı Bektaş-ı Veli’nin ahlak anlayışı evrensel bir ahlak olabilir mi? Sınıfınızda tartışınız. Ortak çıkarımlarınızı aşağıya yazınız.

Cevap:

Yunus Emre ve Hacı Bektaş-ı Veli’nin ahlak anlayışı, evrensel bir ahlak olabilir. Çünkü onların ahlakı, insanın özüne, gönülüne, vicdanına ve sevgisine hitap eder. Onlar, iyi bir insan olmanın, iyi bir Müslüman olmanın ön şartı olduğunu söylerler. Onlar, insanın eline, beline, diline sahip olmasını, doğru yolu bulmasını, Hakk’ı görmesini ve alçak gönüllü olmasını öğütlerler. Bu öğütler, her din, kültür ve millet için geçerli ve değerli olabilir.

Sayfa 116

Etkinlik

Aşağıdaki metni okuyarak soruları yanıtlayınız.

……Farabi’ye göre insan eksik bir varlıktır. Bu nedenle de insanın kendini tamamlamak için belli değerlere ihtiyaç duyar. Ayrıca insanın erdemli bir kişi olabilmesi için erdemli bir toplumda hayatını sürdürmesi gerekir. Kişi ancak bu şekilde mutluluğa ulaşabilir. Demokritos’a göre mutluluk ruhun dinginliğidir. Mutluluğun tek yolu ise iyinin ne olduğunun bilinmesidir. Descartes’a göre mutluluğu temin eden üç şeyden bahseder. Bunlar; doğruyu bilmek ve istemek, elde edilmesi imkânsız olanı terk etmektir. Ona göre insan mutlu olmak için, iradesini aklının emrine vermeli ve doğru bilgiyi kullanabilmelidir.

1. Sizce iyilik ve mutluluk arasında nasıl bir ilişki söz konusudur? Açıklayınız

Cevap:

İyilik ve mutluluk arasındaki ilişki, metinde belirtildiği gibi, birçok filozof tarafından tartışılmıştır. İyilik, genellikle ahlaki bir değer olarak kabul edilir ve bir kişinin erdemli bir yaşam sürdürmesi, yani iyi eylemler yapması, genellikle mutlulukla ilişkilendirilir. Örneğin, Aristo’ya göre, insanı mutlu kılacak olan şey erdemli bir hayat sürmektir. Farabi de mutluluğun salt bir iyi olduğunu kabul eder. Bu bakış açılarına göre, iyilik ve mutluluk arasında doğrudan bir ilişki vardır: İyi eylemler yapmak ve erdemli bir yaşam sürmek, bireyin mutluluk deneyimini artırabilir.

2. İyilik ve mutluluğun koşulları nelerdir? Değerlendiriniz.

Cevap:

İyilik ve mutluluk koşulları, metinde belirtildiği gibi, genellikle ahlaki değerler ve erdemlerle ilişkilidir. İyi bir yaşam sürmek, doğruyu bilmek ve istemek, elde edilmesi imkânsız olanı terk etmek, iradeyi aklın emrine vermek ve doğru bilgiyi kullanabilmek, mutluluğun koşulları olarak belirtilmiştir. Ayrıca, Farabi’ye göre, insanın kendini tamamlamak için belli değerlere ihtiyaç duyar ve erdemli bir toplumda yaşaması gerekir. Bu koşullar, hem iyilik hem de mutluluk için önemlidir. İyi bir yaşam sürmek ve erdemli bir toplumda yaşamak, bireyin hem iyi olmasını hem de mutlu olmasını sağlar. Bu nedenle, iyilik ve mutluluk koşulları genellikle birbiriyle örtüşür. Bu koşulların yerine getirilmesi, bireyin hem iyi olmasını hem de mutlu olmasını sağlar.

Sayfa 117

Yandaki fotoğraf Avrupa’da 2016 yılında sığınma bekleyen Suriyeli mültecilerin fotoğrafıdır. Fotoğrafı inceledikten sonra, uluslararası siyasette rol alan ülkelerin kendi yararlarını mı yoksa ahlaki iyiyi mi amaçladıklarını yorumlayınız.

Cevap:

Her ülkenin kendi politik, ekonomik ve sosyal koşulları vardır ve bu koşullar, mültecilere nasıl yaklaştıklarını ve hangi politikaları benimsediklerini etkiler. Bazı ülkeler, mültecilere yardım etmek için ahlaki bir sorumluluk hissederken, diğerleri kendi ulusal çıkarlarını korumaya daha çok odaklanabilir. Bu durum, genellikle ülkelerin içinde bulunduğu koşullara, tarihlerine ve değerlerine bağlıdır.

Sonuç olarak, her ülkenin mülteci politikaları ve uluslararası siyasetteki rolleri, bir dizi faktöre dayanır ve genellikle hem ahlaki değerleri hem de ulusal çıkarları dikkate alır. Bu nedenle, bir ülkenin eylemlerinin tam olarak hangi motivasyonlardan kaynaklandığını belirlemek genellikle zordur. 

1. Metinde mutlulukla akıl arasında nasıl bir ilişki kurulmuştur? Tespitinizi aşağıdaki noktalı yerlere yazınız

Cevap:

Metinde mutlulukla akıl arasında kurulan ilişki, doğanın amacının varlığın korunması ve mutluluğu olduğu ve bu amaca ulaşmak için akıl yerine içgüdünün daha etkili olabileceği şeklindedir. Kant, aklın bu amaca ulaşmada zayıf ve aldatıcı bir rehber olabileceğini belirtir. Ayrıca, aklın pratik kullanımının, mutluluk planları kurma ve bu planlara ulaşacak araçları bulma konusunda beceriksiz olabileceğini ifade eder.

2. Mutlulukla iyilik arasında nasıl bir ilişki kurulabilir? Düşüncelerinizi aşağıdaki noktalı yerlere yazınız.

Cevap:

Metinde mutlulukla iyilik arasında doğrudan bir ilişki kurulmamıştır. Ancak, Kant’ın düşüncelerine dayanarak, iyilik ve mutluluk arasında bir ilişki kurabiliriz. İyilik, doğru eylemler ve davranışlar aracılığıyla mutluluğa ulaşmayı sağlayabilir. Ancak, Kant’ın belirttiği gibi, bu eylemler ve davranışlar aklın rehberliği yerine içgüdüler tarafından yönlendirildiğinde, daha emin bir biçimde mutluluğa ulaşılabilir. Bu durumda, iyilik, doğru içgüdülerin takip edilmesi ve doğanın amacına uygun hareket edilmesi olarak yorumlanabilir.

Sayfa 118

1. Okul ortamında özgürlüklerimizin sınırlarını belirleyen nedir? Belirtiniz. 

Cevap:

Okul ortamında özgürlüklerimizin sınırlarını genellikle okul kuralları ve toplumun genel ahlaki ve etik değerleri belirler. Bu kurallar, öğrencilerin ve öğretmenlerin haklarını korurken aynı zamanda eğitim sürecinin düzgün bir şekilde işlemesini sağlar.

2. Bireysel isteklerinizle kurallar arasında bir çatışma olduğu zaman nasıl davranıyorsunuz? 

Cevap:

Bireysel isteklerimizle kurallar arasında bir çatışma olduğunda, genellikle durumu değerlendirir ve en uygun çözümü bulmaya çalışırız. Bu, bazen kendi isteklerimizi bir kenara bırakmayı gerektirebilir. Önemli olan, kuralların genellikle daha büyük bir topluluğun çıkarları için olduğunu anlamaktır.

3. İnsanlar genellikle hakkını alma düşüncesindedir fakat karşımızdaki bireylerin hakkını vermek de bir sorumluluk değil midir? Bu durumla ilgili hayatınızdan hangi örnekleri verebilirsiniz?

Cevap:Evet, insanlar genellikle hakkını alma düşüncesindedir, ancak karşımızdaki bireylerin hakkını vermek de bir sorumluluktur. Örneğin, bir arkadaşımızın bizden ödünç aldığı bir kitabı zamanında geri vermek, onların hakkını vermek anlamına gelir. Bu, karşılıklı saygı ve anlayışın bir göstergesidir.


Soru da bilgiden doğar, cevap da 

Hz. Mevlana

...