onlineodev.com`u daha etkin ve verimli kullabilmeniz için, yandex.com.tr, bing.com, yahoo.com gibi arama motorlarını kullanmanızı tavsiye etmektedir.
10 kez görüntülendi
Felsefe kategorisinde tarafından 4 57 181

1 cevap

0 beğenilme 0 beğenilmeme
tarafından 5 39 152

Geçmişte devletin mutlak egemen bir güç olması, bireysel hak ve özgürlükler açısından önemli sorunlar doğurmuştur. İşte bu konuda bazı düşünceler:

  1. Hakların Kısıtlanması: Mutlak egemenlik anlayışında, devletin yetkileri sınırsızdır ve bireylerin haklarına müdahale edebilir. Bu, ifade özgürlüğü, özel yaşam hakkı ve toplanma özgürlüğü gibi temel hakların kısıtlanmasına yol açabilir.

  2. Keyfi Uygulamalar: Mutlak güce sahip devletlerde, yöneticilerin keyfi uygulamaları yaygındır. Bireylerin haksız yere tutuklanması, işkence görmesi veya ifade özgürlüğünün engellenmesi gibi durumlar söz konusu olabilir.

  3. Adaletsizlik ve Eşitsizlik: Mutlak egemenlik, hukukun üstünlüğünü zayıflatabilir ve adaletsizlikleri artırabilir. Yöneticilerin keyfi kararları, yolsuzluk ve ayrımcılık gibi sorunlara yol açabilir.

  4. Toplumsal İsyanlar ve Direnişler: Bireylerin haklarının ihlal edilmesi, zamanla toplumsal hoşnutsuzluğa ve isyanlara yol açabilir. Tarih boyunca, mutlak güce karşı çıkan hareketler ve devrimler sıklıkla bireysel hak ve özgürlüklerin korunması amacıyla başlamıştır.

  5. Kuvvetler Ayrılığı İlkesinin Eksikliği: Mutlak egemenlikte, yasama, yürütme ve yargı organları arasında yeterli denge ve ayrılık yoktur. Bu da hukukun üstünlüğünü zayıflatır ve bireylerin korunmasını zorlaştırır.

Ortak çıkarımlarımızı defterimize not edelim:

  • Mutlak egemenlik, bireysel hak ve özgürlükleri tehdit edebilir.
  • Kuvvetler ayrılığı ilkesi, hakların korunması için önemlidir.
  • Adalet ve eşitlik, demokratik bir devlette vazgeçilmezdir.
  • Toplumsal hoşnutsuzluk, hak ihlallerine karşı bir tepki olarak ortaya çıkabilir.

Soru da bilgiden doğar, cevap da 

Hz. Mevlana

...