onlineodev.com`u daha etkin ve verimli kullabilmeniz için, yandex.com.tr, bing.com, yahoo.com gibi arama motorlarını kullanmanızı tavsiye etmektedir.
9 kez görüntülendi
Genel kategorisinde

1 cevap

0 beğenilme 0 beğenilmeme
tarafından 8 37 155

Mihail Bulgakov’un “Köpek Kalbi” adlı romanı, ilginç ve fantastik bir hikayeyi anlatır. İşte özet:

Ruslar, tombul ve kabarık tüylü köpekleri “şarik” adıyla çağırırlar. Bir gün sokaklarda aç dolaşan Şarik, gür bıyıklı yaşlı bir adamla karşılaşır. Bu adamdan başta korksa da selam verdiğinde kanı kaynar. Adam, Şarik’i peşinden eve götürür. Şarik ise kendisini salamla besleyen bir sahibi bulmanın heyecanıyla kıvranmaktadır.

Şarik’in sahibi, beyin üzerinde bazı bilimsel araştırmalar yapan dünyaca ünlü Filipp Filippoviç’tir. Evleri oldukça büyüktür. Şarik ilk günlerde yeni evinde iyi bakılır, sol tarafındaki yarayı Doktor Filip Filippoviç tedavi eder. Ancak bir gün, çok kötü bir insanın öldüğü işitildiğinde, Filip Filippoviç ve asistanı Ivan Arnoldoviç Bormental şaşırtıcı derecede mutlu ve umutludur. Şarik hemen yemekten kesilir ve bir odaya hapsedilir. Neler olduğunu anlamayan Şarik, olacakları tahmin etmeye çalışır.

Filipp Filippoviç, uzun süredir üzerinde çalıştığı bir deneyi Şarik ve yakın zamanda ölmüş bir adamın kadavrası üzerinde gerçekleştirir. Adamın bazı organlarını köpeğe yerleştirir. Böylece köpek yarı insan bir halde hayata geri döner. Ancak henüz tam olarak insan değildir ve köpek özellikleri gösterir. Doktor ve asistanı onun dışarı çıkmasını ve evde görgü kuralları dersi vermesini yasaklar. Ancak, Şarik hala kedilere karşı bir zaafı vardır. Görgü kurallarını öğrenemez, küfreder, evdeki düzeni bozar ve her fırsatta kendisine empoze edilen katı kuralları çiğnemeye çalışır.

Sonunda, Şarik’in varlığı başkaları tarafından gizli bir tura çıkarken öğrenilir. Böylece ona bir kimlik vermek zorunlu hale gelir. Şarik, adı olarak Poligraf Poligrafovich Sharikov adını seçer. Roman, insanın doğasını, toplumsal normları ve bilimsel müdahaleleri sorgulayan derin bir eserdir.

Soru da bilgiden doğar, cevap da 

Hz. Mevlana

...