Question

Aşağıdaki deney ve açıklamalardan yararlanarak soruları cevaplayınız.
Avery ve arkadaşları, deneylerinde kalıtımda rol oynayan molekülü tespit etmek için hastalık yapıcı kapsüllü S. pneumoniae bakterilerini ısıtarak öldürmüşlerdir. Elde ettikleri özütü beş farklı tüpe koyarak sırasıyla tüplere DNA, RNA, karbonhidrat, protein ve lipidi parçalayan enzimler ile kapsülsüz bakteriler ilave etmişlerdir. Kapsüllü bakteri oluşumununnun hangi tüp ya da tüplerde görüldüğünü incelemişlerdir.
a) Araştırmacılar deneylerinde DNA, RNA, protein, karbonhidrat ve lipidleri parçalayan enzimleri neden
kullanmıştır? Açıklayınız.
b) DNaz enziminin eklendiği tüp hariç diğer tüplerde hastalık yapıcı kapsüllü bakterilerin oluşma nedeni nedir?

Answer 1

Avery ve arkadaşlarının deneyi, kalıtımın temelini oluşturan molekülün ne olduğunu belirlemek amacıyla tasarlanmıştır. 

İşte sorularınıza yanıtlar:

a) Enzimlerin Kullanılma Nedeni: Araştırmacılar, kalıtımda rol oynayan molekülü tespit etmek için farklı biyomolekülleri parçalayan enzimleri kullanmışlardır. Her bir enzim, DNA, RNA, protein, karbonhidrat ve lipid gibi farklı molekülleri hedef alarak onları parçalar. Eğer bir enzim eklenmesinin ardından kapsüllü bakteri oluşumu engellenirse, bu durum o enzimin hedef aldığı molekülün kalıtım için gerekli olduğunu gösterir. Bu yöntemle, hangi molekülün genetik bilgiyi taşıdığı anlaşılabilir.

b) DNaz Hariç Diğer Tüplerde Kapsüllü Bakteri Oluşumu: DNaz enziminin eklendiği tüpte kapsüllü bakteri oluşmaması, DNA’nın kalıtım için gerekli olan molekül olduğunu gösterir. Diğer tüplerde (RNA, protein, karbonhidrat ve lipidi parçalayan enzimlerin eklendiği tüplerde) kapsüllü bakteri oluşumu gözlemlenmesi, bu moleküllerin kalıtım için gerekli olmadığını gösterir. Yani, DNA dışındaki moleküllerin parçalanması genetik bilginin aktarılmasını engellemez, bu da DNA’nın genetik materyal olduğunu doğrular.

Bu deney, DNA’nın kalıtımın moleküler temelini oluşturduğunu ve genetik bilginin aktarılmasında kritik bir rol oynadığını kanıtlamıştır. Avery ve ekibinin çalışmaları, DNA’nın genetik materyal olarak işlevini anlamamızda dönüm noktası olmuştur.