Yukarıdaki metinde millî kültürümüzün hangi yönü vurgulanmıştır? Açıklayınız.

Question

Neşet Ertaş “Gönül dağı yağmur yağmur boran olunca” derken sesiyle ve bağlamasıyla gönül telimizi titretir. Adile Naşit’in tüm sevecenliğiyle merdivenlerden zil çalarak inmesi yüreğimizde ayrı bir lezzet bırakır. Kemal Sunal’ın yüzüne yayılan gülümseme onu izleyenlerin yüzüne de yayılıverir. Kültür tarihimizden Ergenekon ve Türeyiş destanlarını, Orhun Kitabeleri’ni çıkarırsak fakir kalırız. Mimar Sinansız bir Selimiye öksüz ve yetimdir. Her bir sanatçımız, yazarımız, çizerimiz toplumsal harcımız olarak değer bulur.

Yukarıdaki metinde millî kültürümüzün hangi yönü vurgulanmıştır? Açıklayınız.

Answer 1

Metinde millî kültürümüzün kültürel değerleri ve bu değerleri yaratan önemli şahsiyetler yönü vurgulanmaktadır. Metinde Neşet Ertaş, Adile Naşit ve Kemal Sunal gibi sanatçılarımızın yanı sıra Ergenekon ve Türeyiş destanları, Orhun Kitabeleri ve Selimiye Camii gibi önemli kültürel ögelerimizden bahsedilmektedir.

Metinde geçen “Gönül dağı yağmur yağmur boran olunca” dizesiyle Neşet Ertaş’ın sesi ve bağlaması, Türk halk müziğinin ve Neşet Ertaş’ın bu alandaki eşsiz yerinin millî kültürümüzdeki önemini belirtmektedir. Neşet Ertaş’ın müziği, Anadolu insanının duygularını yansıttığı için toplumumuzun ortak hissiyatına tercüman olur ve bu nedenle millî kültürümüzün ayrılmaz bir parçasıdır.

Adile Naşit’in merdivenlerden zil çalarak inmesi, onun canlandırdığı karakterlerin sıcaklığını ve aile kavramının Türk toplumundaki değerini temsil eder. Adile Naşit’in sevecenliği ve filmleri, Türk aile yapısının ve sıcaklığının sinemadaki yansıması olarak millî kültürümüzde önemli bir yer tutar.

Kemal Sunal’ın gülümsemesi ise Türk insanının mizah anlayışını ve Kemal Sunal’ın bu alandaki benzersizliğini simgeler. Kemal Sunal’ın filmleri, Türk toplumunun gündelik yaşamını, sorunlarını ve mizahını beyaz perdeye taşıyarak millî kültürümüzün önemli bir parçası haline gelmiştir.

Metinde ayrıca Ergenekon ve Türeyiş destanları ile Orhun Kitabeleri’nin hatırlatılması, Türk milletinin köklü tarihine ve kültürel mirasına yapılan bir vurgudur. Bu eserler, Türklerin tarih boyunca oluşturduğu kültürel birikimi ve millî kimliğin temellerini gözler önüne serer.

Mimar Sinan’sız bir Selimiye’nin öksüz ve yetim kalacağının belirtilmesi, Mimar Sinan’ın ve onun eserlerinin Türk mimarisi ve sanatındaki vazgeçilmez yerini vurgular. Selimiye Camii gibi şaheserler, Türk sanatının ve estetik anlayışının en üst düzeydeki örneklerini temsil eder ve millî kültürümüz için büyük bir kıymettir.

Metinde, millî kültürümüzün önemli sanatçıları, yazarları, çizerleri ve kültürel eserlerinin toplumsal harcımız olduğu ve bunların değerinin bilinmesi gerektiği üzerinde durulmaktadır. Bu kültürel değerler ve şahsiyetler, millî kimliğimizi şekillendiren, bizi bir arada tutan ve kültürel zenginliğimizi oluşturan unsurlardır. Onların yok sayılması veya unutulması, kültürel olarak fakirleşmemize neden olur.