onlineodev.com 'a hoşgeldiz. Lütfen soru sormaktan ve cevap vermekten çekinmeyiniz
11 kez görüntülendi
Türk Dili ve Edebiyatı kategorisinde tarafından

TÜRK KÖYLÜSÜ

Topraktan öğrenip
                      kitapsız bilendir.
Hoca Nasreddin gibi ağlayan
                       Bayburtlu Zihni gibi gülendir.
Ferhad'dır
               Kerem'dir
                               ve Keloğlan'dır.
Yol görünür onun garip serine,
analar, babalar umudu keser,
kahbe felek ona eder oyunu.
Çarşambayı sel alır,
bir yâr sever
                   el alır,
kanadı kırılır
                   çöllerde kalır,
ölmeden mezara koyarlar onu.
O, «Yûnusû biçâredir
       baştan ayağa yâredir,»
ağu içer su yerine.
Fakat bir kerre bir derd anlayan düşmeyegörsün önlerine
ve bir kerre vakterişip :
                                «—Gayrık yeter!...»
                                                           demesinler.
Ve bir kerre dediler mi :
«İsrafil surunu urur
           mahlukat yerinden durur»,
toprağın nabzı başlar
                              onun nabızlarında atmağa.
Ne kendi nefsini korur,
                              ne düşmanı kayırır,
«Dağları yırtıp ayırır,
  kayaları kesip yol eyler âbıhayat akıtmağa...»


 3. Türk Köylüsü adlı şiirde kullanılan ahenk unsurlarını belirlemek için

a. Şiirde ses akışını sağlayan; kafiye, redif, kelime ve kelime grubu tekrarlarını inceleyiniz.


b. Şiiri okurken vurgu ve tonlamanın nerelerde farklılaştığına dikkat ediniz; bu farklılaşmanın nedenlerini belirleyiniz.

c. Şiirde ölçü kullanılmamıştır. Kafiye seçimi, kelimelerin düzenlenişi, dizelerin uzunluğu-kısalığı aracılığıyla içerik, görsel olarak şiirin şekline yansıtılmıştır ve ahenk özellikleri içerikle bağlantılıdır. Bunların Türk Köylüsü şiiri için önemini belirleyiniz.


d. Şiirde Türk dilinin yeni ve farklı bir söyleyişe ulaşıp ulaşmadığını değerlendiriniz.


 image

1 cevap

0 beğenilme 0 beğenilmeme
tarafından

a. Şiirde Ses Akışı, Kafiye ve Kelime Tekrarları

Şiiri incelediğimizde, şairin serbest nazım kullanmasına rağmen ahengi sağlamak için geleneksel kafiye ve rediflerden yararlandığını görüyoruz. Örneğin şiirin başında geçen "bilendir" ve "gülendir" kelimelerindeki "-dir" ekleri redif, geriye kalan "-len" sesleri ise zengin kafiye oluşturuyor. Benzer şekilde "Ferhad'dır" ve "Keloğlan'dır" kelimelerinde de aynı ses benzerlikleri kullanılarak bir ritim yakalanmış. Şiirde ahengi sağlayan en önemli unsurlardan biri de kelime ve kelime grubu tekrarlarıdır. Özellikle şiirin ikinci yarısında vurguyu artırmak için "bir kerre" ifadesinin üst üste tekrarlandığını görüyoruz. Ayrıca "Yol görünür", "El alır", "Sel alır" gibi halk söyleyişlerine yakın ifadelerle ses akışı akıcı bir hale getirilmiş.

b. Vurgu ve Tonlamanın Değişimi

Şiiri okurken vurgu ve tonlama, içeriğin duygu değişimine paralel olarak belirgin bir şekilde farklılaşıyor. Şiirin ilk kısmında, Türk köylüsünün çektiği acılar, çaresizlikler ve uğradığı haksızlıklar anlatıldığı için burada daha hüzünlü, yavaş ve lirik bir tonlama hakimdir. "Ölmeden mezara koyarlar onu" gibi dizelerde ses tonu düşer ve keder hissettirilir. Ancak şiirin ikinci yarısına gelindiğinde, "Fakat bir kerre bir derd anlayan düşmeyegörsün önlerine" dizesiyle birlikte hava tamamen değişir. "Gayrık yeter!" ifadesinden itibaren tonlama sertleşir, hızlanır ve epik (destansı) bir havaya bürünür. Bu değişikliğin nedeni, köylünün pasif ve çaresiz durumdan çıkıp gücünü fark etmesi ve harekete geçmesi durumunu sese yansıtma isteğidir.

c. Şiirin Şekli ve İçerik İlişkisi

Bu şiirde hece veya aruz ölçüsü kullanılmamış, serbest ölçü tercih edilmiştir. Ancak şair, dizeleri kırarak ve basamaklı bir yapıda dizerek içeriği görselleştirmeyi başarmıştır. Dizelerin uzunlu oradaki duygunun yoğunluğuna veya hareketliliğine göre ayarlanmıştır. Kısa dizeler, okuyucuyu duraksatıp o kelimeye odaklanmasını sağlar veya eylemin hızını artırır. Örneğin "el alır / kanadı kırılır / çöllerde kalır" kısmında dizelerin alt alta sıralanışı, sanki yaşanan olayların peş peşe ve kaçınılmaz bir şekilde gerçekleştiğini hissettirir. Bu biçimsel özellik, şiirin sadece kulağa değil göze de hitap etmesini sağlar ve modern şiirin "biçim özün uzantısıdır" ilkesini bu şiir için önemli kılar. Şair, köylünün hem çaresizliğini hem de potansiyel gücünü bu düzensiz ama ritmik dizilişle yansıtmıştır.

d. Türk Dilinin Yeni Söyleyişi

Şiirde Türk dilinin kesinlikle yeni ve farklı bir söyleyişe ulaştığı söylenebilir. Nazım Hikmet, bu şiirde halk edebiyatının unsurlarını (Ferhat, Kerem, Keloğlan, Yunus Emre gibi motifler) ve halkın konuştuğu dili (ağu, gayrık, el alır gibi deyimler) alıp bunları modern şiirin imkanlarıyla birleştirmiştir. Eskiden sadece hece ölçüsüyle anlatılan halk motifleri, burada serbest nazımın özgürlüğüyle yeniden yorumlanmıştır. Bu durum, dilin hem gelenekten kopmadığını hem de modernleşerek daha geniş bir ifade gücü kazandığını gösterir. Şair, halkın dilini "kitapsız bilenlerin" bilgeliğiyle harmanlayarak Türk şiirine o dönem için devrimci sayılabilecek yeni bir soluk getirmiştir.

Onlineodev.com'a hoş geldiniz! Okul derslerinizdeki ödevleriniz ve anlamadığınız konular için aradığınız hızlı ve doğru cevapları burada bulabilirsiniz.

Sayfa Başlığı Buraya Gelecek
...