İntak, insan dışındaki canlı ve cansız varlıkları konuşturma sanatıdır. Bu sanat, kişileştirme (teşhis) sonrasında kullanılır. Yani, bir varlık önce kişileştirilir, ardından gerekirse konuşturulur. İntak sanatı, hayvan hikayeleri olan fabllarda ve insan dışındaki varlıkların kahraman olarak yer aldığı masallarda sıklıkla görülür.
Aşağıda intak sanatına örnekler verilmiştir:
1. Ayrıkotu konuşturulmuştur:
Ben bir ayrık otuyum
Ne buğday amcam, ne pirinç dayım
Mısırla akraba bile değilim.
Bir yeşermeye göreyim:
Kızmasınlar halim duman
Canıma kastederler yapabilseler
Ama nafile kurumam.
2. Dertli dolap konuşturulmuştur:
Benim adım dertli dolap
Suyum akar yalap yalap
Böyle emreylemiş Çalap (Tanrı)
Derdim vardır inilerim.
3. Mor menekşe konuşturulmuştur:
Adam elini uzattı; tam onu koparacağı sırada, mor menekşe: ‘Bana dokunma!’ diye bağırdı.
4. Çeşme konuşturulmuştur:
Küçük bir çeşmeyim yurdumun
Unutulmuş bir dağında
Hiç kesilmeyecek suyum
Yıldızların aydınlığında
Boyuna akar dururum.
5. Yeşeren dal konuşturulmuştur:
Akıl ersin, ermesin sevdama
Senden yanayım, dedi yeşeren dal senden yana.
Konuşturulan varlıklar kişileştirildikleri için kullanılan her intak sanatıyla birlikte teşhis sanatı da yapılır; ancak yapılan her teşhiste intak sanatı yoktur.