onlineodev.com`u daha etkin ve verimli kullabilmeniz için, yandex.com.tr, bing.com, yahoo.com gibi arama motorlarını kullanmanızı tavsiye etmektedir.
43 kez görüntülendi
Tarih kategorisinde

1 cevap

0 beğenilme 0 beğenilmeme

Mustafa Kemal, Gençliğe Hitabesi’nde “Ne Mutlu Türk’üm Diyene!“ diyerek sözlerine son vermektedir. Türk olmanın haklı gururunu yansıtan bu sözler tarihte yaşanan zaferlerin ilhamıyla söylenen bir söz olarak kayıtlara girmiştir. Atatürk’ün bu sözü gençlere de ilham olmakta ve tarihi hatırlatmaktadır.

Atatürk’ün bu sözüyle Türklerin tarihteki rolü ve bunu her zaman sürdürmeleri, bunun bilinciyle yaşamaları ve tarihe bu şekilde yön vererek varlıklarını sürdürmeleri gerekliliğini öne çıkarmaktadır. Bu nedenle bu söz her zaman dinlenmeli ve ilham kaynağı olarak bir mihrak noktası olmalıdır. Mustafa Kemal’in bu minvalde çok sözü vardır.

Gerçek odur ki, Anadolu’daki vatanperver ve kahraman halk da yedisinden yetmişine kadar Mustafa Kemal Paşa’nın önderliğinde al renkli, beyaz hilal ve yıldızlı Türk bayrağının altında aynı ülkü etrafında toplanmış, aynı düşmana süngüleriyle “Allah Allah” nidalarıyla saldırarak mücadele vermiş; vatanımızı işgalden kurtarmış; istiklal savaşını zafere ulaştırmıştır. Onlar bizlerin dedeleri ve babalarıydı. Analarımız, ninelerimiz, bir taraftan bizlere bakar ve korurken, aynı zamanda savaşta sırtlarında ağır top mermilerini taşımışlardı. Hür ve bağımsız yaşama uğruna şehit düşmüşler, gazi olmuşlardı. Cumhuriyet niteliğiyle kurulan bağımsız “Türkiye Devleti’ni” kendilerinin güvenlik, huzur, refah ve geleceklerinin teminatı olarak görmüşlerdi. Atatürk, Türkiye Cumhuriyeti’nin 10. yıldönümünün mutluluk ve iftihar duygusu yaratan havası içinde, vatandaşlarına daha fazla güven duygusu aşılayabilmek ve Türkiye Cumhuriyeti’nin, vatandaşlarının güvenliği, huzuru ve refahı için tek ve temel teminat olduğunu vurgulayabilmek maksadıyla “Ne Mutlu Türküm Diyene” vecizesini dile getirmiştir. Bu vecize onun bilinen dehasının eseridir. Irkçı düşüncenin, ırk ayırımcılığının ifadesi olan dışlayıcı ve zorlayıcı bir söz değildir. Aksine, etnik köken farkı gözetilmeden Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin çatısı altında gönüllülük esasına göre kıvançta ve tasada bir ve beraber olarak tek bir ulus halinde hür ve bağımsız yaşanmasını sağlama arzusunun ve iradesinin ifadesi olan toplayıcı ve birleştirici bir çağrıdır. Dikkat edilmelidir ki, ulu önder Atatürk “ne mutlu Türk olana” gibi bir söz kullanarak çağdışı bir iddiada bulunmamıştır.

Soru da bilgiden doğar, cevap da 

Hz. Mevlana

...